Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bilgehan Bilgili Konferans Salonunda düzenlenen “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” konulu konferansta öğrencilerimiz ile buluştu.
Personelimiz ve öğrencilerimiz tarafından büyük ilgi gören konferansın açılış konuşmasını Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Mehmet Yurdagür yaptı.
Prof. Dr. Yurdagür şöyle konuştu, “Ülkemizin dört bir köşesinde, özellikle kampüsümüzün başlamış, ancak tamamlanamamış durumunda olan mahzun ibadet mekânlarımızın minarelerinden ezanlarımızın mihraplarından yüce kitabımız Kur’an’ın ilahi beyanlarını yükselmesini yüce rabbimden niyaz ediyorum. Bu eksiklikleri tamamlama yolunda hizmete vesile olacak bütün yöneticilerimize, kardeşlerimize ve saygıdeğer halkımıza şimdiden minnet ve teşekkürlerimi kendim ve sizler adına arz ediyorum.
Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal konuşmasında Kur’an- ı Kerim ile birlikte insanlık tarihinde yepyeni bir dönem başladığını belirterek, “Kur’an-ı Kerim ısrarla insanın düşünmesini, bilmediği şeyin peşinden gitmemesini bilgiye ve belgeye dayalı hareket edilmesini talep etmektedir. Kur’an’ın tutuşturduğu bu meşale Müslümanların bir kitap medeniyeti ortaya çıkarmaları, insanları ilgilendiren her meseleyi ilmin konusunu yapmayı beraberinde getirmiş, muazzam bir ilmi birikimin ortaya çıkmasını temin etmiştir. Bu doğrultuda dikkat çeken en önemli hususlardan biri Müslümanların bilgiye, özellikle doğru bilgiye açık olmalarıdır” dedi.
Rektörümüzün ardından konferansta konuşmalarını gerçekleştiren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gençlere yönelik hizmetlerini çok önemsediğini söyledi.
Gençlerin, bir milletin geleceği olduğuna işaret eden Başkan Erbaş şöyle konuştu,“Gençler, bizim istikbalimizdir. Gençlerimiz ne kadar iyi noktalarda olursa biz o kadar huzurlu oluyoruz ve geleceğimiz o kadar iyi olacak. Sizler sadece bu ülkenin değil, ümmetin ve insanlığın umudusunuz. Umudumuz olan sizlere bizim yapmamız gereken çok hizmetimiz var, çok borcumuz var. Bu borcumuzu ödemek için gece gündüz demeden yollardayız. Biz sizlere ne kadar iyi hizmet eder, rehberlik yaparsak sizler inşallah gelecekte çok daha büyük işler yapacaksınız. Milletimiz için, insanlık için ülkemizi çok iyi yerlere taşıyacaksınız. Bunun için gayret ediyoruz.
Farklılıkların zenginlik olduğunu ve hiçbir zaman ayrılık sebebi olmaması gerektiğini vurgulayan Erbaş, “Çünkü bizim inancımız bunu gerektiriyor. Bizim inancımız, farklılıklarla bir arada yaşama tecrübesini insanlığa öğreten bir medeniyete sahiptir. Bizim medeniyetimiz, asırlar boyunca bütün insanlığa birlikte yaşama tecrübesini öğretmiştir.” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, Türkiye’de sadece üniversitelerde 200 bini aşkın misafir öğrenci okuduğuna dikkat çekerek, “Bu bir zenginliktir. Ülkemiz eğitim noktasında cazibe merkezi haline geldi. Bugün başka ülkelerdeki gençlerin İngiltere’ye, Amerika’ya değil Türkiye’ye gelmesini arzu ediyoruz. Türkiye’de en nitelikli eğitimi bulacaklardır.” ifadelerini kullandı.
İslam medeniyetinin ilim, hikmet, hukuk ve ahlak medeniyeti olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “İlim, irfan, bilgi, hikmet, hukuk, ahlak, işte bu kavramlara sahip olduğumuz müddetçe hep yükselmişiz.” diye konuştu.
Başkan Erbaş konuşmasının devamında, Müslümanların asırlarca ilmin her alanında insanlara öncülük ettiklerini hatırlattı.
Başkan Erbaş, İbn-i Sina’nın yazdığı ‘El-Kanun fi't-Tıb’ kitabı 6 asır boyunca dünyanın tıp fakültelerinde okundu. Akşemsettin, sadece Fatih Sultan Mehmet’in hocası zannediliyor, ona Kur’an-ı Kerim, Arapça okutan, öğreten hoca. Halbuki Akşemsettin hazretleri bugün en büyük matematikçilerdendir” dedi.
Dünyada Müslüman bilim adamlarının isimlerinin batı tarafından kasıtlı olarak tahrif edildiğine dikkat çeken Başkan Erbaş, “Bugün dünyanın neresinde üretiliyor olursa olsun dipnot göstererek, kaynak göstererek ister Hindistan’da üretilsin, ister Amerika’da, ister İngiltere, ister Almanya’da dipnot göstererek bunu kitaplarımızın dipnotlarına yazarız. Ama batılı bırakınız dipnot göstermeyi isimleri dahi tahrif ederek bunu yaptılar. Gençler bunu bizim bilmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
“İslam medeniyetinin mensupları olarak ilmin geçmişindeki bu birikimi bugüne taşıyacak ve asırlarca ilmin her alanında insanlara öncülük eden alimlerimizin yakından tanıyacağız” diyerek sözlerine devam eden Başkan Erbaş, “Tefsir ne kadar dini ise astronomi de o kadar dinidir. Değerli kardeşlerim bizim dini, lâdini şeklinde bir tasnifimiz yok. Müspet ilimler, dini ilimler diye bir tasnifimiz var. Müspet ilimler yani laboratuvarlarda deneyler ile tespit edilen ilim demektir. Dini ilimler, işte Ulum-i İslamiye dediğimiz bilimler. Medeniyetimizde aralarında kalın duvarlar hiç olmamış. Batı bunu 25-30 yıl kadar önce keşfetti.” dedi.
Başkan Erbaş, yapılan bütün işlerde büyük bir medeniyetin mensupları olduğumuzu bilerek hareket etmek gerektiğine vurgu yaparak, “Sizler yüzyıllarca dünyaya hükmetmiş, adalet dağıtmış diğer din ve milletlerin zor durumda kaldıklarında yardım istedikleri büyük bir milletin evlatları ve torunlarısınız. Bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Sizler, her biriniz ecdadımızın merhametini, tecrübesini, adaletini gittiğiniz her yerde yaşatmaya devam edeceksiniz.” ifadelerini kullandı.
Son iki asırdır dünyada her alanda köklü değişikliklerin yaşandığını bildiren Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle Allah, varlık, alem ve bilgi arasındaki vazgeçilmez bağı zayıflayınca insanlık derin bir anlam ve vahim bir ahlak krizine düçar olmaktadır. İslam geleneğinde vahiy ve akıl, hüküm ve hikmet, ahlak ve irfan birbirinden ayrılmamıştır. Ancak son asırlarda akıl, vahiy, din, bilim arasındaki denge bozulmuştur. Din adına aklı öteleyenlerle akılcılık adına dini öteleyenler de aynı yanlıştadır. Çünkü eğitim sürecinin en temel unsurlarından olan bilgi, tek başına bir anlam ifade etmez. Asıl önemli olan bilginin insan zihni ve kalbi ile buluşunca nasıl bir davranışa yol açtığıdır. Peygamber Efendimiz nasıl dua ediyor, en sık yaptığı dualardan birisi; ‘Allah’ım senden faydalı ilim isteriz. Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım.’ Bu duayı çok yapıyor.”
Başkan Erbaş, bilimin insanlığa faydalı olması gerektiğini, eğer insanlığı yok etmek için üretiliyorsa bunun faydasız ilim olduğuna işaret ederek, şunları söyledi,“İşte görüyorsunuz bombaları, oraya atıyor, buraya atıyorlar. Şu an yaşıyoruz, televizyon ekranlarından canlı seyrediyoruz. Ancak İslam dünyasında yıllardan beri yaşanan savaşlara kimsenin kılı kıpırdamıyordu. Zulüm nerede varsa, inancı, ırkı hiç fark etmez, kötüdür. Bizim medeniyetimiz inancına, ırkına, mezhebine bakmadan hep mazlumun yanında yer almış. Böyle ahlaklı bir medeniyet bizim medeniyetimiz ama dünya maalesef böyle değil. Dünya yıllardır İslam dünyasındaki zulmü görmezden geldi. Bugün bir ülkenin bir ülkeye saldırısı ile uyandı. İnşallah o uyanışı sadece bir ülkeyi değil zulüm nerede varsa, hangi ülkede varsa dinine, inancına, ırkına bakmadan engel olmaya çalışır. İnşallah bu uyanışa vesile olur.”
Konferans, karşılıklı hediye takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından son buldu.